İLKE MALİ HUKUK DENETİM DANIŞMANLIK

" İlkelerimiz Bir, Dostluğumuz, Birlikteliğimiz Daim Olsun "
TEST AÇIKLAMASI TEST AÇIKLAMASI TEST AÇIKLAMASI TEST AÇIKLAMASI TEST AÇIKLAMASI TEST AÇIKLAMASI

25 Nisan 2013 Perşembe / ATİLA KOÇER-Mali Hukuk Uzmanı

Listeye Dön

VARLIK BARIŞI KANUNUNUN İLK TASARISI VE BU KONUDA Kİ DÜŞÜNCELERİMİZ

       Yeni Varlık Barışı Kanun Tasarısı TBMM Başkanlığına 31853594-101-736-1986 sayısı ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısın da yer alan 12. Maddesinde 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 85. Maddesiyle ilk düşünülen haliyle düzenlenerek sunulmuştur.  Bu konuda yaptığımız incelemeler bu haliyle ağırlıkla Yurt Dışından gelecek getirilecek veya getirtilecek varlıkları kapsadığı şeklinde ancak Kanun Tasarısının bu haliyle kabul edileceği düşünülemez özellikle Yurt içi beklentilere cevap vermesi gerekir ki bunun ’da birçok nedeni bulunmaktadır.

Danıştay-Vergi Mahkemeleri –İdari Mahkemeler ve bu konuyla ilgili Adli Mahkemeler ne yazık ki Dava çokluğu ve bu konulardaki uyuşmazlıkların artması neticesinde yoğun bir şekilde çalışmakta bazı hallerde zamana karşı adeta mücadele etmektedirler.

İnceleme yetkisine sahip yetkililer, Hesap Uzmanları, Vergi Müfettişleri, Takdir Komisyonları Uzlaşma Komisyonları, Başkanlıklar ve Vergi Daireleri de aynı sıkıntıları yaşamakta ve mükelleflere yaşatmaktadırlar gerek sürekli değişen tebliğler gerekse 6102 sayılıTicaret Kanununda yer alan ve sürelere bağlanan değişiklerle de bu yükü arttırmakta sorunu büyütmektedir. TBMM ye sunulan hazır bir Kanun Tasarısı varken her şeyi Bir yana bırakıp bu konularla ilgili derhal çalışmalar yapılması kanaatindeyim kuşkusuz ki konuyla ilgili herkesin yapıcı ve sorunlara çözüm getirebilecek önerilerde bulunarak bahse konu Kanun Tasarını istenilen düzeye veya her kes için en çok fayda sağlayacak verim alınabilecek bir konuma getirerek katkı sağlayabileceği ümidindeyim daha önce yapılan 5811 ve 6111 sayılı Kanunlarda istenilen faydanın her yönüyle ilave yapılan düzeltmeler ve düzenlemelerle dahi sağlanamadığı ‘da kabul edilmiş bir gerçektir.

24.04.2013 Tarihinde yukarıda belirttiğimiz sayı ile TBMM ye Sunulan Kanun Tasarısı Taslağındaki çalışmalar ve ilk haliyle yer alan konular ve kapsamları şu şekilde belirlenmiştir!

Gerçek veya tüzel kişilerce 22.04.2013 tarihi itibariyle sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 31.07.2013 tarihine kadar Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle, bankalara veya aracı kurumlara bildirilerek ya da Vergi dairelerine beyan edilerek, Türkiye ye getirilmesi şeklindedir. Ancak bu beyanların 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyette bulunan Bankalara veya 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye piyasası Kanunu uyarınca faaliyette bulunan aracı kurumları veya Vergi Dairelerine beyan edilmesi gerekmektedir. Taşınmazların kayda alınması suretiyle milli ekonomiye kazandırılması; sahip olunan söz konusu kıymetlerin cüzi bir oranda vergi ödenmesi veya taslak içerinde yer alan diğer muafiyetlerden yararlanmak suretiyle kayda alınarak beyan edilmesi daha sonra da Bu kıymetlerin Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihini takip eden ay sonuna kadar kanuni defterlere kaydedilecek olması ayrıca Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açacaklar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz ü addolunacak, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacak, işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise vergilendirilmeyecek. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterecek. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak.

Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden yüzde 2 oranında vergilendirilecek ve bu vergilendirmenin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecek.

Banka ve aracı kurumlar, bildirimi izleyen ayın 15. günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödeyecek. Bu vergiler hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecek.

Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle Vergi incelemesi ve Vergi tarhiyatı yapılmayacak. Ancak, diğer nedenlerle bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 01.01.2013 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri ile takdir komisyonu kararları uyarınca Gelir, Kurumlar ve Katma Değer Vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu madde kapsamında beyan edilen tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılacak. İndirimi reddedilen Katma Değer Vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedel olacak. İndirimi reddedilen Vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, yüzde 18 Katma Değer Vergisi oranı dikkate alınarak hesaplanacaktır. Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi veya diğer şartların yerine getirilememesi nedeniyle mahsup imkânından yararlanılamaması, Vergi aslının Gecikme Zammı ile birlikte 6183 sayılı Amme Alacaklarının takip ve tahsiline engel teşkil etmeyecek. Tahsil edilmiş olan vergiler red ve iade edilmeyecektir. Bildirim ve beyana konu edilen varlıklarla ilgili olarak Vergi Usul Kanunu nun amortismanlara ilişkin hükümleri uygulanmayacak. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, Gelir veya Kurumlar Vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek, Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların; kanuni ve iş merkezi Türkiye de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları, kanuni ve iş merkezi Türkiye de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları, yurt dışında bulunan işyeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları, 31.10.2013 tarihine kadar elde edilenler de dahil olmak üzere, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.12.2013 tarihine kadar Türkiye ye transfer edilmesi kaydıyla, Gelir veya Kurumlar Vergisinden müstesna olacak. Kabul edilebilecek Kanaat verici belgeler Devlet tarafından veya Devlet güvencesiyle tutulan kayıt ve siciller; Banka, Banker, Aracı Kurumlar ve benzeri Mali Kurumlar ile Posta İdaresi, Noter gibi Kurum ve Kuruluşların kayıt ve belgelerini 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. Kısmında yer alan belgeler ve muadili belgeler ile bilgi değişiminde bulunulan ikili anlaşmalar yapılmış yabancı Ülkelerde ki yetkili Makamlar veya yabancı Ülkelerde bulunan Türk Elçilik ya da Konsoloslukları ya da ilgili Ülkenin Türk menfaatini koruyan aynı nitelikteki kabul edilen temsilcileri tarafından tasdik olunan belgeler ifade edilmektedir. Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların, kanuni ve iş merkezi Türkiye de bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan kazançları, 31.12.2013 tarihine kadar Türkiye ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisinden müstesna olacaktır.

Bildirim ve beyan süresi sona erdikten sonra bildirim veya beyanlara ilişkin düzeltme yapılamayacak. İlgili kurum ve kuruluşlar, gerçek veya tüzel kişilerin bu madde uyarınca yapılacak işlemlere ilişkin taleplerini yerine getirmeye mecbur olacak. Bu maddede yer alan bildirim ve beyan sürelerini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkili olacaktır. Madde içeriğinde yer alan verilmesi gereken beyannameleri şekil, içerik ve ekleriyle yapılacak düzenlemelerin, uygulamaların veya verileceği yerin tüm kapsamındaki diğer Usul ve Esaslarla Maliye Bakanlığı yetkili olup işlemlerin tümü Bakanlığın belirttiği gibi yapılacaktır şeklindedir.

Her ne kadar Kanun tasarısı ilk haliyle varlıkların getirilmesini içerse de yapılacak yeni düzenlemelerle birçok Vergisel soruna her yönüyle çare bulabilecek, kolaylık sağlayabilecek bir konuma kavuşturulmalıdır. 

                                                                         25.04.2013
                                                                        İLKE MALİ HUKUK-ATİLA KOÇER